Bezmialem ve Pertevniyal Valide Sultanların Tanzimat’a Katkıları

Bahar Yolaç-Pollock

On dokuzuncu yüzyılın iki önemli valide sultanı Bezmialem (1798?-1853) ve Pertevniyal (1810?-1884) üzerine yapılan akademik araştırmalar hayli seyrek olup genelde banisi oldukları tek bir yapı üzerinde yoğunlaşmaktadır. Halbuki her ikisi de Osmanlı İmparatorluğu’nun çeşitli reformları hayata geçirmeye çalıştığı ve bünyesindeki değişik etnik grupların milliyetçi eğilimlerini bastırmaya gayret etiği Tanzimat döneminde (1839-1876) yaşamış ve dönemlerinin öncü projelerine imza atmış iki önemli kişiliktir. Tanzimat tarihçileri –ister reformları övsünler ister yersinler– genelde dönemi, gitgide genişleyen bürokrasi ile sultan arasında iktidar mücadelesi olarak analiz edip valide sultanların döneme yaptıkları katkıdan pek bahsetmezler. Yazımın amacı her iki valide sultanın tarihte hak ettikleri payı alabilmeleridir.

Bezmialem ve Pertevniyal tarihçilerce “Tanzimat’ın mimarı” olarak tanımlanan Sultan II. Mahmut’un (h. 1808-1839) eşleri ve imparatorluğun son iki valide sultanıdırlar. Bezmialem, oğlu Sultan Abdülmecit döneminde, 1839-1853 yılları arasında; Pertevniyal oğlu Sultan Abdülaziz döneminde, 1861-1876 yılları arasında valide sultanlık yapmıştır. Diğer harem kadınları gibi etnik kökenlerini ve doğum tarihlerini kesin olarak bilmemekle beraber Bezmialem muhtemelen Gürcü, Pertevniyal ise Çerkes kökenli cariyelerdi. Her ikisi de çekici ve akıllı birer kadın olarak harem hiyerarşisinin en alt basamaklarından en üst basamağına kadar yükselebildiler. Bezmialem on yedi yaş civarında sultana çocuk doğurup “kadın efendi”liğe ve kırk yaşlarında da imparatorluğun en prestijli mertebelerinden olan valide sultanlığa yükseldi. Ellilerinde vefat edene kadar da valide sultan sıfatını korudu. Öte yandan Pertevniyal yirmi yaşlarında kadın efendi ve ellilerinde de valide sultan oldu. Altmışlarında bu sıfatı oğlunun tahttan indirilmesi ve daha sonra da şüpheli ölümüyle beraber kaybetti.

Kaynakçalara Göz Atma

Cumhuriyet tarihçileri genelde Bezmialem’den sitayişle bahsederken Pertevniyal’in çok hırslı olup oğlunun işlerine devamlı müdahale ettiğinden söz ederler.[1] On dokuzuncu yüzyılın vakanüvislerinden Ahmet Cevdet Paşa, veziriazam Kıbrıslı Mehmet Paşa’nın Sultan Abdülmecit’e gümrüklerdeki yolsuzlukları açıklarken rahmetli validesinin de bu işlerde parmağı olduğunu ihsas eder. Buna kızan sultan derhal kendisini azleder. Necdet Sakaoğlu, Ahmet Cevdet Paşa’nın bu açıklamasına yer verirken; Ali Akyıldız, bu olaydan başka hiçbir yerde bahsedilmediğinden geçerliliği pek yoktur, der (Akyıldız, 2018, 454). Bezmialem’in hep şefkatli, müşfik, verici, anaç bir valide sultan olarak tanımlanma eğilimi vardır. Bu pozitif çerçevede Bezmialem’in, diğer bazı valide sultanlardan ve Pertevniyal’den farklı olarak, hiçbir zaman iktidarı kötüye kullanmadığı kabul edilir. Bu farklı yorumlarda her iki valide sultanın değişik karakterlerinin yanı sıra, muhtemelen Bezmialem’in Osmanlı tarihini yazan Tanzimat reformcularıyla iş birliği içinde olmasına karşın, Pertevniyal’in özellikle oğlunun saltanatının son yıllarında onlarla çatışmasının rolü vardır. Ayrıca Abdülaziz’den sonra tahta geçen son dört sultanın –V. Murat, II. Abdülhamit, V. Mehmet ve VI. Mehmet– Bezmialem’in torunları olması da bunda etkili olmuş olabilir. Hepsinin döneminde “büyükanne” Bezmialem’den hep sitayişle bahsedilir.

Haklarında hem kendi dönemlerinde hem de sonrasında yazılan Osmanlı ve yabancı kaynakların yanı sıra, her iki valide sultanın kendi el yazılarını içeren mektupları da bulunmaktadır. Bezmialem’inkiler daha önce Uluçay’ın (2012, s. 131-145) belirttiği gibi oğlunun seyahatleri ya da kendisinin Yalova Kaplıcaları’nı ziyaretleri sırasında oğluna hitaben yazılmış olanlardır. Bazıları da harem sorumlularına yönelik olup haremin ihtiyaçlarının karşılanması içindir. Ancak genelde mektuplarında imla hataları da bulunmaktadır. Pertevniyal’in de haremin ihtiyaçlarıyla ilgili mektupları bulunmasına rağmen, en önemli iki mektubu tarihe not düşmek içindir ve herhangi bir imla hatası içermez. İlki Sergüzeştname olup oğlunun tahttan indirilmesinden sonra Sultan V. Murat (h. 30 Mayıs-31 Ağustos 1876) döneminde yaşadığı haksızlıklara değinir. İkinci mektubu çok daha kısa olup ölümünden sonra Sultan Abdülhamit’in açtırmasını rica etmektedir. Mektup Sultan Murat ile ilgili hicivlerin yanı sıra ruhuna dua edilmesini istemektedir. Olayların dramatikliğini vurgulamak için de mektubu “biçare” Pertevniyal olarak imzalamıştır. Tüm değişik kaynaklar bize her iki valide sultanın da son derece kuvvetli, etkileyici kişilikleri olduğunu, lüksü sevdiklerini ve oğullarına yakın olma sebebiyle de iktidarda etkin olduklarını gösterir.

Mimari Banilikleri

Hem Bezmialem hem de Pertevniyal dönemlerinde okul, hastane ve cami olmak üzere birçok hayır işine önayak olmuşlardır. Bu yapıları hem arşivler hem de bıraktıkları vakfiyeler ışığında incelediğimizde ilginç bilgilere erişiriz. Bezmialem 1845 yılında Gureba Hastanesi’ni, 1850 de ise Valide Mektebi’ni inşa ettirmiştir. Yaşamının son yıllarında Dolmabahçe Camii inşasını başlatmışsa da, arşivler vefatı sırasında binanın yalnızca dört duvarının bittiğine işaret eder. Pertevniyal’in en büyük projesi 1871’de tamamlattığı Aksaray Camii külliyesi olup, külliye de caminin yanı sıra okul, çeşme, sebil, muvakkithane ve türbe bulunmaktadır. Bu ana projelerin yanı sıra her iki valide sultan da birçok çeşme, ilkokul (sıbyan mektebi), tekke binası inşa ettirmiş ya da onarımını sağlamıştır. Ayrıca İstanbul’da ve Müslümanlarca kutsal olan çeşitli mekânlarda (Mekke, Medine Şam ve Kerbela’daki muhtelif mekânlar) ezan. Mevlüt okutup hatim indirtmişlerdir. Pertevniyal Feth-i İslam adlı Osmanlı gemisinin yapım masrafının yanı sıra, 1868’de başlayıp 1919’a kadar inşası süren, Haydarpaşa Garı’ndan başlayıp Bağdat’a kadar giden Anadolu Demiryolu projesine de çok büyük katkıda bulunmuştur.[2]

Valide sultanların mimari baniliklerini anlamamız için elimizdeki en etkin kaynak vakfiyeleridir. Vakfiyeler her ne kadar klişeleşmiş form ve metinlere sahip olsalar da binaların hangi fonlarla nerde yapılacağını ve nasıl faaliyette bulunacağını en ince detaya kadar belirttiklerinden, banilerinin projelerini en iyi şekilde açıklayan belgelerden biridir. Üstelik gerek hat gerek tezhib (bezeme sanatı) sanatı ile önemli el yazmaları arasında yer alırlar. Vakfiyelerde en sık tekrar edilen hayrat, çeşitli cami ve tekkelerde okunan dualardır. Nakşibendi, Kadiri, Sünbüli, Halveti, Şazili gibi birçok derviş tekkesine yaptıkları yardımlar, hem hanedanlığın meşruiyeti için çeşitli tekkelerle yakın temasta olduklarını hem de kendi dinî karakter ve yaklaşımlarını göstermeleri açısından önemlidir.

Bezmialem ve Pertevniyal kendi valide sultanlık dönemlerinde, birbirlerinden aşağı yukarı yirmi sene arayla rüşdiye (ortaokul) ve onun yanında da sıbyan mektebi (ilkokul) inşa ettirirler. Rüşdiyeler ilk Sultan Mahmut döneminde başlatılmış olup tipik Tanzimat kurumlarındandır. Eğitim programlarında Arapça ve dinî konuların yanı sıra Fransızca, coğrafya, geometri gibi dünyevi dersler de yer almaktadır. Dünyevi konuların eğitim programına dâhil edilmesi, on dokuzuncu yüzyılda sırf Müslüman ya da gayrimüslim Osmanlı topluluklarında değil Rusya’dan, Çin’e Japonya’dan Avrupa’ya kadar tüm dünyada büyük gerilimlere yol açmıştır (Fortna, 2002; Somel, 2001). Bu açıdan valide sultanlar rüşdiyeleri ile dönemlerinde gerçekleştirilmek istenen eğitim reformlarına önemli katkıda bulunurlar. Bezmialem’in Valide Mektebi birçok değişim geçir ve günümüzde Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün bünyesinde Cağaloğlu Lisesi olarak faaliyet göstermektedir. Yeri Sultan Mahmut Türbesi’nin hemen arkasındadır. Valide sultan bu şekilde eşinin eğitim reformlarını devam ettireceğinin işaretini vermektedir. Bu okul, İstanbul’da bir cami külliyesinin dışında bağımsız ve sivil bir yapı olarak inşa edilen ilk Osmanlı eğitim kurumudur. Üstelik 200 öğrenciye hizmet etmek gibi dönemi için çok büyük bir kapasiteye sahiptir. Ayrıca vakfiyesinin belirttiği gibi Bezmialem’in vakfettiği 431 adet muhtelif kitabıyla okul döneminin önemli kütüphanelerinden de birine sahiptir. O dönemde okullarda pek rastlanmayan ve hayli lüks sayılan iki adet çalar saat de gene valide sultan tarafından rüşdiyesine bağışlanmıştır. İmparatorluğun sonuna kadar kapasite ve eğitim kalitesiyle öncü ve özel yerini korumuştur bu okul.

Pertevniyal rüşdiyesine “Mahmudiye” adını verir. Bu şekilde o da eşi Sultan Mahmut’un yolundan gideceğini işaret eder. Ancak onun okulu bağımsız bir bina olmayıp yaptırdığı Aksaray Camii külliyesinin bir parçası olarak inşa edilmiştir, tıpkı Tanzimat öncesi Osmanlı geleneğinde olduğu gibi. Rüşdiyesi 100 öğrenci içindir ve aynen Bezmialem’de olduğu gibi yanında bir ilkokul da yer alır. 828 kitap bağışıyla o da okuluna muhteşem bir kütüphane bağışlar. Kütüphane caminin bitişiğindedir. Bezmialem gibi o da döneminde son derece prestijli olan İngilizkâri bir saati okuluna bağışlar. Ancak onun prestijli hediyeleri arasında gümüş falaka ve kamçı da vardır. Bezmialem’in nişan ve taltif sistemi yerine o, okulunda disiplin uygulanmasını ister. Vakfiyesinde rüşdiyeden ziyade sıbyan mektebinin nasıl bir dini eğitim programı uygulaması gerektiğinin detaylarını verir. Bunda döneminde rüşdiye eğitim programlarının göreceli olarak oturmuş olmasının da rolü vardır. Rüşdiyesi hem Bezmialem’inkinden hem de oğlu Sultan Abdülaziz’in uyguladığı eğitim sisteminden farklılık gösterir. Çünkü Abdülaziz özellikle 1867 senesindeki Avrupa seyahatinden sonra eğitimde son derece reformcu bir politika uygulayıp, bir sivil okul olarak ilk defa hem Müslüman hem de gayrı-Müslüman Osmanlı öğrencilerine eğitim veren ve bir idadi (lise) olan Mekteb-i Sultani’yi (bugünkü Galatasaray Lisesi) kurar. Gene onun idaresinde faaliyete geçen ibtidailer (ilkokul) de dünyevi konulara öncelik vermeye başlamıştır. Hem rüşdiyesinin cami külliyesinde oluşu hem de dini eğitime yaptığı vurguyla Pertevniyal kendi tercihlerini ortaya koyar. Ancak Pertevniyal’in ilkokulundaki öğrencilerin velileri valide sultanın eğitim programını son derece beğenip kendisine bir de teşekkür mektubu yollarlar.[3]

Eğitim sisteminde olduğu gibi sağlık sisteminde de Tanzimat döneminde birçok yenilikler yapılır. Usta-çırak metoduyla daha çok piyasa eğitimi almış kişilerin yerine tıp fakültelerinden mezun olmuş bir ekibin yer aldığı, bir takım geleneksel uygulamaların yanı sıra biyoloji ve patolojinin uygulandığı, hastaların tedavisine çok daha uygun yeni hastane binalarının inşa edildiği yeni bir dönem başlar. Bu hamlede gene Sultan II. Mahmut’un rolü büyüktür. Bezmialem, cami külliyesinden bağımsız olarak 201 yatak kapasiteli Gureba Hastanesi’ni inşa ettirir. Yanına ufak bir cami yaptırmayı da ihmal etmez. Ancak bu kez daha önceki Osmanlı külliyelerinden farklı olarak cami, hastane binasına bağlı olarak ve hastaneden daha ufak çapta inşa edilir. Zaman zaman birçok değişikliklere uğramasına rağmen hastane bugün Vakıflar Genel Müdürlüğü idaresinde faaliyetine devam etmektedir ve imparatorlukta daha sonra kurulan birçok gureba hastanesi için de model teşkil etmiştir.

Pertevniyal’in en büyük hastane projesi Müslümanlar için kutsal olan Medine’dedir. Yöre halkı ve hacı adayları için planlanan bu hastane 400 kişi gibi dönemi için büyük bir kapasiteyi amaçlar. Ayrıca gene o dönemde ciddi bir ayrıcalık olan kalorifer sisteminin Avrupa’dan getirilip yaptırılmasını öngörür. Valide sultan, oğlunun ölümünden sonra dahi son senelerine kadar bu hastane için para akıtmıştır. Ancak imparatorluğun savaşlarla ve parasal sıkıntılarla boğuştuğu yıllar sonucunda hastane tamamlanamamıştır. On dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında imparatorluğun başkentinde dahi kadınlar için doğru dürüst sağlık müessesi yoktur. Az sayıdaki kurum, daha çok fakir, mülteci, suçlu ve fahişelere hizmet vermekteydi. Toplumun ahlakça makbul ve zengin kadınları evde tedavi görmekteydi. Kadınların hastanelerde tedavilerini normalleştirme açısından da bu, öncü bir projedir.

Bezmialem ve Pertevniyal’in cami projeleri hanedanın ve kendilerinin özel statülerini, dindarlıklarını ve iktidarlarını simgelemeleri açısından önemlidir. Bu açıdan her iki valide sultan da hanedanın meşruiyetinin sağlamlaşmasına katkıda bulunmuşlardır. Hatta çok daha iddiasız inşa edilen Gureba Camii bile faaliyetini bir selatin cami olarak sürdürmüştür. Hem şeyhülislam tarafından cuma günü için atanan vaiz hem de kutsal günlerde Hz Muhammed’in kutsal sakalının camiye getirilmesiyle beraber icra edilen özel törenler, bu minik caminin devrindeki özel statüsüne işaret eder. Günümüzde Aksaray Camii külliyesi birçok modernleşme projesiyle kadük bir hale getirilmesine rağmen hâlâ Aksaray bölgesinin simgesi halindedir. Bezmialem’in ancak dört duvarının bitimini gördüğü Dolmabahçe Camii ise halen İstanbul şehrinin siluetinin önemli ikonları arasındadır. Ayrıca Aksaray Camii gerek kendinden on sene sonra Sultan Abdülhamid’in inşa ettirdiği Yıldız Camii’ne gerekse de Sultan Reşat’ın 1918’de bitirilen türbesine ilham kaynağı olmuştur.

Okul, hastane ve cami projeleriyle her iki valide sultan da gerek biçim gerek işlev açısından dönemlerinin birçok öncü projelerine önayak olmuş ve imparatorluğun ayakta kalabilmesine önemli katkılarda bulunmuşlardır. Yüzyıllarca erkekler, kadınların pasif ve itaatkâr harem kadını kişiliğinden çıkıp saltanat işlerinde aktif olmalarını negatif olarak değerlendirmiştir. Hatta hâlâ bazıları Osmanlı İmparatorluğu’nun gerilemesinde “kadınlar saltanatı”nın etkili olduğunu savunur. Her iki valide sultanın hayatı bize bunun tam tersini gösterir.

Kapakta fotoğrafları bulunan Pertevniyal Valide Sultan ve Bezmialem Valide Sultan Vakfiyeleri için Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne teşekkürlerimizi sunarız.

Kaynakça

Akyıldız, A. (2018). Haremin Padişahı Valide Sultan, Harem’de Hayat ve Teşkilat. İstanbul: Timaş Yayınları.

Bilgin Uşar, B. (2016). “The Aksaray Pertevniyal Valide Sultan Mosque Complex: Reflections on the Patronage of a Nineteenth Century Valide Sultan.” Yükseklisans Tezi, Koç Üniversitesi, İstanbul.

Fortna, B.C. (2002). Imperial Classroom: Islam, the State, and Education in the Late Ottoman Empire. Oxford University Press.

Göçer, K. (2012). “Sosyo-Ekonomik Yönleriyle Bezm-i Alem Vakıf Gureba Hastanesi.” Doktora tezi, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.

Kara Pilehvarian, N. (2009). “Gureba-i Müslimîn Hastanesi.” A. Kılıç (Ed.). Karşılıksız Hizmetin Muhteşem Abideleri: İstanbul Şifahaneleri. İstanbul: İBB Kültür AŞ Yayınları.

Sakaoğlu, N. (1994) “Pertevniyal Valide Sultan,” Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi Cilt 6. İstanbul: Kültür Bakanlığı ve Tarih Kurumu.

Sakaoğlu, N. (2008). Bu Mülkün Kadın Sultanları, Vâlide Sultanlar,Hâtunlar, Hasekiler, Kadınefendiler, Sultanefendiler. İstanbul: Oğlak Yayıncılık ve Reklamcılık Ltd. Şti.

Şentürk, H. (1988). “Bezmiâlem Vâlide Sultan.” TDV İslâm Ansiklopedisi, Cilt 6, s. 108-115.

Somel, S.A. (2001). The Modernization of Public Education in the Ottoman Empire, 1839-1908, Islamization, Autocracy and Discipline. Leiden, Boston, Koln: Brill.

Terzi, A. (2018). Bezmiâlem Valide Sultan. İstanbul: Timaş Yayınları, 2018.

Uluçay, M.Ç. (2012). Haremden Mektuplar, 3. Baskı. Ankara: Ötüken Neşriyat A.Ş.

Yıldırım, N. (2014). 14. Yüzyıldan Cumhuriyete Hastalıklar, Hastaneler, Kurumlar. İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları.

[1] Terzi, 2018; Şentürk, 1988; Akyıldız, 2018; Göçer, 2012; Yıldırım, 2014; Kara Pilehvarian, 2009; Sakaoğlu, 2008; Sakaoğlu, 1994, s. 245. Pertevniyal ile ilgili en başarılı araştırma için bkz. Bilgin Uşar, 2016.

[2] 225.000 kuruş katkının yanı sıra on sene boyuncca senelik 60.000 kuruşa varan faizini dört taksitte ödemeyi de üstlenmiştir.

[3] BOA Y.EE 35 5, 09 Cemaziyelevvel 1290 (5 Temmuz 1873).