Üniversitede Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Anaakımlaştırılması: PLOTINA Projesi (2016-2020) Deneyimi

Leyla Kayhan Elbirlik

2014 yılının Mayıs ayında Avrupa Komisyonu (AK) Brüksel’de, Ufuk 2020 (Horizon 2020) çerçeve programını tanıtmak ve konsorsiyumların oluşumuna katkıda bulunmak amacıyla bir proje pazarı etkinliği düzenlemişti. Toplantı salonunda hızlıca yerimi alırken gözüm sahnede yansıtılan bir grafiğe ilişti. Bir önceki AK çerçeve programında (FP7) toplumsal cinsiyet eşitliği alanında tamamlanmış bir projenin tanıtımını yapmakta olan konuşmacı yansıttığı tabloda yedi Avrupa ülkesinde farklı bilim alanlarından kadın ve erkek akademisyenlerin kariyer gelişimleriyle ilgili oranları gösteriyordu. Kadın ve erkek akademisyenler arasındaki bu çarpıcı uçurum, eğitim seviyesinin yüksek olduğu Avrupa ülkelerinde dahi kendini göstermekteydi (European Commission 2013; 2018). İki cinsiyet arasında doktora derecesini edinme sırasında gözlemlenmeyen bu orantısızlık, özellikle doktora sonrası dönemde akademik kariyere devam eden kadın ve erkekler arasında görünür bir farklılaşma olarak karşımıza çıkıyor. Tablodaki verilerde beni en çok şaşırtan mesele kadınların kariyer basamakları ilerledikçe görünmez olmaya başlamasının, yalnızca azınlıkta oldukları fen bilimleri ve mühendislik alanlarında değil, çoğunlukta oldukları sosyal bilimlerin farklı alanlarında da görülmesiydi.

Bütün bu veriler göz önünde bulundurulunca kadın araştırmacıların akademi ve bilimde ilerlemelerinin önündeki engellerin saptanması ve aşılabilmesi yönünde üniversitelerimizde toplumsal cinsiyet eşitliği farkındalığının artırılmasının, kurum genelinde toplumsal cinsiyet eşitliği politikaları geliştirilmesinin ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin bu politikalar rehberliğinde anaakımlaştırılmasının önemi ön plana çıkıyor (EIGE 2016).

Ufuk 2020 çerçeve programının proje başlıklarından “Toplum ile Toplum için Bilim” (Science with and for Society) toplumsal cinsiyeti kesişimsel (cross-cutting) bir kavram olarak tanımlayarak anaakımlaştırılmasının araştırma ve inovasyonda daha bütüncül bir yaklaşım yakalama fırsatı sağlayacağını ifade etmiştir. Ufuk 2020 bünyesindeki çağrılardan “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve İnovasyon” (Gender Equality in Research and Innovation, GERI) bu alandaki eksiklerin giderilmesine yönelik projeler geliştirilmesini desteklemektedir. Özyeğin Üniversitesi’ni temsilen katıldığımız konsorsiyum, Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden toplam 10 üniversite ve sivil toplum kuruluşunun bir araya gelmesiyle oluşan “Araştırma, İnovasyon ve Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Dengesinin ve Katılımının Teşvik Edilmesi” (Promoting Gender Balance and Inclusion in Research, Innovation and Training, PLOTINA)[1] projesi 2016 yılında bu çağrıya cevaben başladı. Proje ekibinin oluşturulma aşamasında hem cinsiyet dağılımına hem de farklı disiplinleri temsil eden araştırmacıların toplumsal cinsiyet odaklı çalışmalar yapıyor olmalarına özen gösterildi.

Kadın akademisyenlerin kariyer gelişimlerinin ve terfilerinin erkek meslektaşlarına göre orantısal olarak düşük olması sadece Türkiye’nin değil Avrupa ve dünyanın belli başlı gelişmiş ülkelerinin ortak bir sorunudur. Avrupa Birliği (AB) genelinde “toplumsal cinsiyet ve bilim” ile ilgili bir önceki çerçeve programında yer alan GARCIA (Gendering the Academy and Research: combating Career Instability and Asymmetries) projesi, bu alanlardaki cinsiyete dayalı ayrımcılığın varlığına dikkat çekerek bunun ülkeler bazında toplumsal cinsiyet normlarına göre değişkenlik gösterdiğini öne sürer (Dubois-Shaik ve Fusulier, s. 3). Bu bağlamda yapılan araştırma ve bulguların kavramsal olarak karşılaştırmalı olabilmesi için toplumsal cinsiyetin anaakımlaştırılması ve cinsiyete dayalı farklılıkların cinsiyete göre ayrıştırılmış veri ve istatistiklerle desteklenmesi önem kazanır.

PLOTINA projesinin en temel amacı projenin paydaşı olan her üniversitenin kendi kurumsal kültürüne uygun inovatif ve sürdürülebilir bir Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Planı (TCEP) yürürlüğe koymasını sağlamak olmuştur. Bu bağlamda hedeflerimizi üç ana başlık altında toplayacak olursak bunlar, üniversitelerde toplumsal cinsiyet farkındalığını artıracak ve toplumsal cinsiyet eşitliğini kurumsallaştıracak bir değişim gerçekleştirilmesi; hem kadın hem erkek araştırmacıların kariyer gelişimini destekleyecek mekanizmalar yoluyla kadınların yeteneklerinin tam olarak kullanılmasının mümkün kılınması; araştırma ve eğitim süreçlerine cinsiyet/toplumsal cinsiyet boyutunun daha yaygın bir şekilde entegre edilmesidir.

Yukarıda bahsedilen üç hedefe ulaşılabilmesi için projedeki her kurumun öncelikli olarak kurum içerisindeki toplumsal cinsiyet eşitliğine engel yaratabilecek konuları saptaması gerekmekteydi. Dolayısıyla ilk aşamada tüm üniversitelerin toplumsal cinsiyet eşitliği ve dengesi açısından bir özdeğerlendirme analizi yapması ve özdeğerlendirmenin sonuçlarına göre bir TCEP hazırlaması gerekmekteydi. Bir sonraki aşamada TCEP hedeflerinin hayata geçirilmesi için belli aksiyonların tasarlanması, uygulanması ve değerlendirilmesi öngörülmüştü. Son olarak da Avrupa’daki diğer üniversitelerin ve araştırma kurumlarının kendi koşullarına uygun TCEP’ler tasarlamasına yardımcı olacak kaynakların yer aldığı bir iyi uygulamalar veri tabanının ve platformun oluşturulması öngörülmüştü. Bu üç ayrı aşama esnasında konsorsiyumdaki araştırma fonlayan ya da denetleyen kurumlardan TCEP aksiyonlarının uygulama süreçlerini izleyip sonuçlarını denetlemeleri ve iyi uygulamaların yaygınlaştırılması konusunda destek vermeleri istenilmişti.

Bilindiği üzere 2015 yılında Birleşmiş Milletler (BM) zirvesinde sunulan ve 193 üye ülke tarafından kabul edilen “2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi” bildirisindeki 17 küresel hedeften biri de “toplumsal cinsiyet eşitliği” maddesidir. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması yalnızca kurumlar ve üniversiteler için koyulmuş bir hedef değil, toplumsal hayatın bütününde gerçekleştirilmesi gereken evrensel bir amaçtır. 2016’da başlayan ve 2020’de sona eren PLOTINA projesinde de bu sürdürülebilirlik hedefleri göz önünde bulundurularak üniversitede toplumsal cinsiyet eşitliğinin bütüncül bir şekilde benimsenmesi ve anaakımlaştırılması yönünde son derece kritik adımlar atılmıştır.

2016 yılında gerçekleştirdiğimiz nicel ve nitel özdeğerlendirme, dikkat edilmesi gereken beş farklı alan hakkında fikir verdi:

  • Üniversitenin karar alıcı organlarında ve kurumsal politika belgelerinde toplumsal cinsiyet duyarlılığı;
  • İşe alım, kariyer planlaması ve gelişiminde toplumsal cinsiyet eşitliği ve dengesinin ön plana çıkarılması;
  • İş-kişisel yaşam entegrasyonunun sağlanması yönünde toplumsal cinsiyete bağlı faktörlere verilen önem ve sunulan hizmetlerin yeterliliği;
  • Araştırma gruplarında ve araştırma faaliyetlerinde cinsiyet ve toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifinin dikkate alınması;
  • Eğitim-öğretim faaliyetlerinde toplumsal cinsiyetin yeri, öğrencilerin toplumsal cinsiyete dair farkındalığının artırılması.

Nicel araştırmada toplanan veriler arasında akademik ve idari üst düzey yönetici organlar, fakülte, enstitü ve yüksekokullarda akademisyen ve öğrencilerin cinsiyet dağılımı; kadın ve erkek akademisyenlerin kariyerlerinde ilerlemesi; araştırma fonlarının cinsiyete ve bölümlere göre dağılımı; belirli bir süre içinde yapılan bilimsel yayınların sayısı bulunmaktadır. Ayrıca tüm akademik programların müfredatındaki toplumsal cinsiyet odağına veya bileşenine sahip derslerin sayısı saptanmıştır.

Nitel özdeğerlendirme çalışması kapsamında ise akademik ve idari yöneticilerle birebir mülakatların yanı sıra her fakülteden akademisyenlerle odak grup görüşmeleri etik ilkeler çerçevesinde gerçekleştirilmiştir. Toplanan nicel ve nitel veri, kurumun olduğu kadar bireylerin de toplumsal cinsiyet eşitliğine yaklaşımı hakkında detaylı bir değerlendirmeyi mümkün kılmıştır.

Bu nicel ve nitel analiz sonrasında kurumsal kültüre uygun bir TCEP tasarlanmış ve üniversitenin stratejik planına dahil edilmiştir. TCEP’in uygulanması ve sürdürülebilirliğinin sağlanması göz önünde bulundurularak geliştirilen stratejinin en önemli adımı üniversite bünyesinde bir Toplumsal Cinsiyet Eşitliği (TCE) Birimi kurulması ve daha önce üniversite bünyesinde bulunmayan bir toplumsal cinsiyet uzmanının 2018 yılının Aralık ayında göreve başlaması olmuştur. TCE Birimi, PLOTINA projesinin geliştirdiği toplumsal cinsiyet eşitliği planının üniversitede öngörülen biçimde ilerlemesine destek vermiştir. Birim, toplumsal cinsiyet eşitliği politikaları ve uygulamalarının devamlılığının ve kurumsallaşmasının başlıca teminatı olmuştur.

Üniversitenin kurumsal bir politikası olması ve bu politikasını oluşturduğu birim ve yönergelerle kuvvetlendirmesi projenin önayak olduğu adımlardandır. TCE Birimi ve PLOTINA Toplumsal Cinsiyete Dayalı Şiddeti, Cinsel Tacizi ve Cinsel Saldırıyı Önleme Birimi politika belgesi ve yönergesi yazılmıştır. TCE Birimi’nin diğer bir önemli faaliyet alanı ise kampüste toplumsal cinsiyeti anaakımlaştıran mekanizmaların doğru ve bilinçli çalıştığından emin olmaktır. Bu kapsamda TCE Birimi kurumun tüm iç ve dış iletişiminde toplumsal cinsiyet eşitliğine hassasiyet gösteren dil ve görsel materyalin kullanıldığından emin olmak amacıyla bir filtreleme görevi üstlenmiştir.

PLOTINA TCEP kapsamında proje ekibimiz ve TCE Birimi ortaklığında 2019-20 akademik yılı boyunca süren ve üniversitenin karar alma organları, idari ve akademik personeline yönelik çok geniş kapsamlı bir toplumsal cinsiyet eşitliği farkındalığı eğitim programı hazırlandı. Öncelikle üniversitenin yönetiminden sorumlu üst düzey yöneticilerine, yani rektör, rektör yardımcıları, dekanlar ve yüksekokul direktörlerine Prof. Dr. Yıldız Ecevit’in hazırladığı toplumsal cinsiyet farkındalığı ve anaakımlaştırma hakkında bir seminer verdi. Eğitim programının ikinci aşamasında üniversitenin idari personelinin farkındalığını artırmaya yönelik “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Eğitimleri,” kurumun ihtiyaçlarına göre düzenlenerek verildi. Akademik kadroya yönelik “Üniversitelerde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Perspektifi” eğitimi yoğun etkileşim sağlanabilmesi için küçük gruplarla atölye çalışması şeklinde gerçekleştirildi. Halen devam etmekte olan eğitimlere şimdiye kadar 131 kişi katıldı ve sonrasında yapılan anketler aracılığıyla çok olumlu geri dönüşler alındı. Akademik ve idari çalışanların aldığı eğitimlerin yanı sıra toplumsal cinsiyetin eğitim ve araştırmaya entegre edilmesi hususunda üniversiteye yeni başlayan öğrencilerin aldığı dersin programına “Sürdürülebilirlik ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” teması eklendi.

Şubat 2020’de sona eren PLOTINA projesinin ardından hedeflenenlerin birçoğu gerçekleştirilebildi. Henüz gerçekleştirilemeyen aksiyonlar üzerinde çalışmalar da devam etmekte. Bu proje öncelikle, konsorsiyumda yer alan Avrupa’nın farklı ülkelerinden üniversitelerin her birinin oluşturduğu TCEP’in çeşitliliğiyle, toplumsal cinsiyet olgusunun kurum kültürüne göre içinde barındırabileceği farklılıkları bize göstermiştir. Projenin temelde amaçladığı üniversitelerde kadın araştırmacı sayısının artırılması, kadınların kariyerlerinin desteklenmesi, araştırma ve öğretime toplumsal cinsiyet boyutunun entegre edilmesi yönünde başarılı bir ilerleme kaydedildiğini söylemek mümkün. Projenin tamamlanmasının ardından toplumsal cinsiyet eşitliği alanında çalışmalarımızın devam edebilmesi ve biriktirdiğimiz deneyimin yansıtılması amacıyla iki ayrı proje başvurusunda bulunduk. Bunlardan ilki Ufuk 2020’nin son çağrısı çerçevesinde yine toplumsal cinsiyet eşitliği temalı ve Akdeniz’in Güneydoğusu ve merkezini odak alan GENACT (ACTivating institutional change through GENdered enacted learning) projesinde konsorsiyumunda bir iş paketinin lideri olduk. Bunun yanı sıra cinsel taciz ve saldırının önlenmesine yönelik ERASE (Erase Gender Based Violence in European Academia and Research Organizations) projesinin başvurusu için bir araya gelen farklı bir konsorsiyuma sorumlu ortak olarak katıldık.

Sonuç olarak, PLOTINA projesinin tamamlanmasının ardından, tasarlanan uygulamaların yürürlükte kalması, sürdürülebilir olması, sistematik olarak gözden geçirilmesi ve olası yetersizliklerin giderilmesi için gerekli olan mekanizmayı kurmuş olduğumuza inanıyorum. İyi uygulama ve örneklerin çoğalarak yayılması ve kurumsallaşması en büyük temennimizdir.

Kaynakça

Le Feuvre, N. (2013). Contextualizing Women’s Academic Careers in Cross-National Perspective. GARCIA (Gendering the Academy and Research: combating Career Instability and Asymmetries) Working Papers 3.

Dubois-Shaik, F. ve Fusulier, B. (Der.) (2013). Academic Careers and Gender Inequality: Leaky Pipeline and Interrelated Phenomena in Seven European Countries. GARCIA (Gendering the Academy and Research: combating Career Instability and Asymmetries) Working Papers 5.

EIGE (2016). Positive Impact of Gender Mainstreaming in Academia and Research Institutions, 2016.

European Commission (2013). She Figures 2012 – Gender in Research and Innovation. Luxembourg: Publications Office of the European Union. http://ec.europa.eu/research/science-society/document_library/pdf_06/she-figures-2012_en.pdf

European Commission (2019). She Figures Handbook 2018. Luxembourg: Publications Office of the European Union.

[1] Detaylı bilgi için bkz. www.plotina.eu ve plotina.ozyegin.edu.tr