Hukuki Açıdan Cinsiyete Dayalı Dijital Şiddet

Damla Songur

Son yıllarda “hayata tam katılım” için giderek daha fazla önem kazanan ve pandemiyle birlikte dönüşen çalışma hayatı ve sosyal ilişkiler nedeniyle hızlı bir şekilde zorunluluğa dönüşen internet erişimi, birçok kullanıcı tarafından da uzun zamandır temel bir hak olarak nitelendiriliyor.[1] Bu nedenle, dijital alanın herkes için özgür, güvenli ve güçlendirici bir yer olması ve herkesin eşitliğinin güvence altına alınması büyük önem arz etmektedir. Dahası zaman ve mekân sınırlarını aşarak ucuz, hızlı ve kolay erişilebilir bir alan yaratan internet, çevrimiçi platformlarda bir araya gelip farklı fikirleri tartışarak kamuoyu oluşturma anlamında tüm dezavantajlı gruplar için dayanışma, özgürleşme, güçlenme konusunda büyük bir potansiyel taşımaktadır.

Ancak gündelik hayatlarımızda karşılaştığımız toplumsal cinsiyet eşitsizliği dijital ortamlara da yansımakta ve mevcut şiddet biçimlerinin sürmesi dijital araçlarla kolaylaşır ve farklı biçimler alırken, dijital şiddet adı altında grupladığımız yeni şiddet biçimleri de karşımıza çıkmaktadır.[2] Nitekim kız çocukları ve kadınlar için süregelen baskı ve kontroller bilişim sistemleriyle konum bilgisinin istenmesi, “son görülme” saatlerinin takibi, sosyal medya hesaplarının izlenmesi gibi örneklerle çok daha yoğun bir şekilde devam etmektedir. Diğer yandan şiddet biçimleri arasında artık intikam pornografisi, veri mahremiyet ihlalleri gibi haller de sayılmaktadır. Ayrıca çevrimiçi alanların cinsiyet klişelerini güçlendirdiği, ikincil mağduriyetler doğurabildiği ve kadınların çevrimiçi tartışmalara katılımını engellediği de bir gerçektir. Bir diğer ifadeyle bilişim sistemleri şiddetin yeni araçlarına dönüşürken, çevrimiçi alanlarda kadınlar susturulmakta veya dışlanmaktadır.

Dijital şiddet gerçektir ve önlenebilir. Bunun için dijital şiddete karşı başvurabileceğimiz hukuki ve resmi yollara ilişkin bilginin artırılması, dijital şiddetin varlığını ayırt etmek ve bununla mücadele etmek için gerekli olan şiddet bilincinin yükseltilmesi gerekir. Böylece internet ve dijital araçların tehdit olarak görülmesi yerine, kamusal alan ve politik dönüşüm yaratma bakımından işlevsel araçlara dönüştürülme ihtimalleri artacaktır.

Dijital Şiddet Nedir?

TBMM’nin 2006 yılında tamamladığı araştırma komisyonu raporlarında şiddet, “genel anlamıyla huzur karşıtı olup; onu bozan veya tartışmaya açan eylemler bütünü olarak fiziksel veya fiziksel olmayan davranışlar içeren, fiziksel ve ruhsal acı ve zarar veren saldırgan eylem ve tutumlar” şeklinde yer almıştır.[3]

Bu bağlamda kanuni bir tanımı bulunmayan dijital şiddet,[4] bizce teknolojinin olanaklarından faydalanmak suretiyle belirli bir kişiye veya gruba yönelik, bu kişi veya kişilerle ilgili bir bilişim sistemine veya bilişim sistemindeki verilere ilişkin ya da bir bilişim sisteminin araç olarak kullanıldığı rahatsız ya da kontrol edici her türlü eylem ve işlemler olarak tanımlanabilir.[5]

Dijital şiddet teknolojik araç ve sistemlerin kişisel alana müdahale etmek, kişiyi baskılamak, zorlamak, sınırlamak, korkutmak ve kontrol etmek amaçlı kullanılması ile huzur bozucu davranışlar, özellikle tehdit, şantaj, hakaret, ifşa, iftira ve ısrarlı takip olarak nitelendirilebilecek eylemler; bir kişi ya da bir grubu hedef alan ayrımcı, aşağılayıcı ve şiddet içeren davranışlarda bulunulması; kişinin dijital kişisel alanına hukuka aykırı müdahaleler; kişisel verilerin hukuka aykırı elde edilmesi, kullanılması, saklanması veya paylaşılması; cinsel içerikli teklif ve her türlü iletiler, kişinin rızasının olmadığına işaret eden sözlü, yazılı, fiziksel veya engelleme, silme gibi dijital davranışlarına rağmen alternatif araç ve yollarla eylemlere devam etme ve dijital taciz davranışlarını grup etkinlikleriyle gerçekleştirme gibi şekillerde ortaya çıkabilir.

İnternet Ortamında Maruz Kalınan Dijital Şiddete Karşı Hukuki Mücadele

Dijital şiddette teknoloji faillere her zaman her yerde saldırma olanağı tanıdığı gibi, internet ortamında paylaşılan şeylerin kısa sürede çok geniş kitlelere yayılabilmesi nedeniyle maruz bırakılanların tanımadıkları kişilerin saldırısına ve istismarına da maruz kalması veya ikincil mağduriyetler yaşaması sonucu doğabilmektedir. Dolayısıyla dijital şiddet daha az emek, masraf ve zaman gerektirmesine karşın daha fazla zarar verebilir.

Bu bakımdan internet ortamında dijital şiddete maruz bırakılan kişinin şiddeti oluşturan davranışın zararlarının katlanmasını önlemek adına hızla sonuç alabileceği, Bilişim hukukuna özgü bazı müdahalelerde bulunması gerekir. Hemen belirtelim ki şiddete şiddetle karşılık vermenin olası zararları azaltmak yerine daha da artırmak riski bulunduğundan, faille kişisel bir savaşa girişilmemesi yerinde olur. Bunun yerine dijital şiddete karşı yapılması gereken ilk şey tespittir. Özellikle eğer davranış mesaj veya e-posta ile gerçekleştirilmişse bunların silinmemesi önemlidir. Bunun yanı sıra paylaşım ister özel mesajla ister kamuya açık paylaşımlarla yapılmış olsun, fail her halükârda paylaşımını silebileceği veya bazı dijital platformlarda değiştirebileceği için hızlı bir şekilde ekran görüntüsü alınması yerinde olur. Bunları hemen yaptıktan sonra hukuki açıdan güvenilir ve resmi bir tespit için https://portal.tnb.org.tr/Sayfalar/TespitHiz.aspx adresi üzerinden Türkiye Noterler Birliği nezdinde oluşturulmuş portal kullanılmalıdır. Her saatte, ücretsiz olarak yapılabilen e-tespit sonrasında herhangi bir notere gidilerek sistemin verdiği başvuru numarasıyla tespit işlemi onaylatılarak belgeye dönüştürülebilir.

Dijital şiddete karşı yapılması gereken ikinci şey, dijital şiddet içeren paylaşım şayet özel mesaj veya e-posta değil de üçüncü kişilere açık bir paylaşımsa, bu içeriğin bir an evvel kaldırılmasını veya erişime kapatılmasını sağlamaktır. Şayet 5651 sayılı İnternet Kanunu kapsamında katalog suçlarda düzenlenen durumlardan biri[6] veya özel hayatın gizliliğinin ihlali[7] söz konusuysa https://www.ihbarweb.org.tr/ sitesi üzerinden Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna her saatte ücretsiz başvurulabilir. Bunların dışında kişilik haklarının ihlali söz konusuysa içerik sağlayıcısına, buna ulaşılamaması hâlinde yer sağlayıcısına başvurularak uyarı yöntemiyle içeriğin yayından çıkarılması istenebileceği gibi, doğrudan sulh ceza hâkimine başvurarak içeriğe erişimin engellenmesi de istenebilir.[8]

Öte yandan 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında en yakın polis ya da jandarma karakolu ile Cumhuriyet Savcılığına veya Aile Mahkemesine başvurularak ihtiyaç duyulan önleyici ve koruyucu tedbir kararları aldırtılabilir.

Bu adımlar tamamlandıktan sonra failin bir yaptırımla karşılaşması için gerekli adımlar atılmalıdır. Dijital şiddet davranışları çoğu zaman Türk Ceza Kanunu kapsamında düzenlenen suçlardan birini oluşturduğundan faillerin ceza alması sağlanabilir. Bu davranışlar, Türk Ceza Kanunu’nun Bilişim Alanında Suçlar başlığı altında düzenlenen suçlardan[9] olabileceği gibi, klasik suçların bilişim sistemleri aracılığıyla işlenmesi halinde Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar[10] veya Hürriyete, Şerefe, Genel Ahlaka Karşı Suçlar[11] kapsamında da olabilir. Somut olayda bunlardan biri veya birkaçı birlikte gerçekleşmiş olabilir.

Öte yandan dijital şiddet davranışları nedeniyle kişilik hakları ihlal edilen maruz bırakılanlar, Türk Borçlar Kanunu’nun 58. Maddesi gereğince de saldırı sonrası meydana gelen maddi ve manevi zararın giderilmesini isteyebilir.

Bitirirken belirtelim ki kadına yönelik dijital şiddet de toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin hem nedeni hem de sonucudur. Dolayısıyla yaşanan olaylar münferit olarak nitelendirilemez; dijital şiddetin ortadan kaldırılabilmesi toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı, şiddete maruz bırakılan odaklı ve internete erişimin herkes için eşit, özgür ve güvenli olmasını sağlamaya yönelik etkili politikaların işletilmesine ve ciddi hukuki düzenlemelerin varlığına bağlıdır.

 

[1] GlobeScan’in BBC World Service için yaptığı araştırmaya göre her beş kişiden dördü internet erişimini elektrik, su, kanalizasyon gibi bir “temel hak” olarak tanımlıyor. İlgili haber için bkz. “Four in five regard internet access as fundamental right: global poll” http://www.bbc.co.uk/pressoffice/pressreleases/stories/2010/03_march/07/poll.shtml; araştırma sonuçları için bkz. http://news.bbc.co.uk/2/shared/bsp/hi/pdfs/08_03_10_BBC_internet_poll.pdf

[2] Ciddi sonuçları olan yaygın bir küresel sorun olarak görülen dijital şiddet, resmî açıdan tam anlamıyla kavramsallaştırılmamış, tanımlanmamış veya yasalaştırılmamış olsa da üzerine bugün birçok çalışma yürütülmektedir. Avrupa Cinsiyet Eşitliği Enstitüsü (EIGE) tarafından hazırlanan rapor için bkz. Cyber violence against women and girls, 2017. https://eige.europa.eu/publications/cyber-violence-against-women-and-girls; FEMM Komitesi’nin talebi üzerine Avrupa Parlamentosu Vatandaş Hakları ve Anayasa İşleri Politika Dairesi tarafından hazırlanan çalışma için bkz. Cyber violence and hate speech online against women, 2018. https://www.europarl.europa.eu/RegData/etudes/STUD/2018/604979/IPOL_STU(2018)604979_EN.pdf; Ljubljana Üniversitesi’nin Avrupa Birliği tarafından desteklenerek hazırladığı rapor için bkz. Cyber violence against women and girls, https://www.wave-network.org/wp-content/uploads/WP2-Report-on-Cyber-VAWG.pdf; BM Genel Kurulu’nun 2013 yılı raporu için bkz. Report of the Working Group on the issue of discrimination against women in law and in practice, 2013, https://www.ohchr.org/Documents/HRBodies/HRCouncil/RegularSession/Session23/A.HRC.23.50_EN.pdf

[3]  Töre ve Namus Cinayetleri ile Kadınlara ve Çocuklara Yönelik Şiddetin Sebeplerinin Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Meclis Araştırması Komisyonu Raporu, s. 89 (https://www.tbmm.gov.tr/sirasayi/donem22/yil01/ss1140m.htm)

[4] Dijital şiddet öğreti ve uygulamada online şiddet, sanal şiddet, siber şiddet veya çevrimiçi şiddet gibi birçok farklı şekilde ifade edilmektedir. Ancak bilişim sistemlerinin dâhil olduğu çevrim içi ve çevrim dışı gerçekleşebilecek her türlü şiddet davranışlarını kapsamak adına biz dijital şiddet demeyi tercih ediyoruz.

[5] 24.07.2020 gün ve 12 sayılı Senato Kararı ile kabul edilen Atılım Üniversitesi Toplumsal Cinsiyete Dayalı Ayrımcılık ile Cinsel Taciz ve Saldırıyı Önlemeye İlişkin Politika Belgesi’nde de yer alan bu tanım tarafımca bilişim sistemlerinin araç olarak kullanıldığı haller dışında hedef alındığı halleri de kapsamak için yapılmıştır.

[6] Dijital şiddet anlamında özellikle şunlar söz konusu olabilecektir: İntihara yönlendirme, çocukların cinsel istismarı, fuhuş, müstehcenlik.

[7] Özel hayatın gizliliğini ihlal için tam başvuru adresi şudur: https://www.ihbarweb.org.tr/ohg/

[8] Kişilik haklarının ihlalinde Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesi gereğince kişilik hakkına saldırının durdurulmasının, ileride gerçekleşebilecek saldırıların önlenmesinin veya hukuka aykırılığın tespiti dava edilebilir. Ancak internet ortamında gerçekleşen ihlaller için zararın artmasını önlemek adına 5651 sayılı Kanun gereğince içeriğe erişimin engellenmesini istemek daha hızlı bir çözüm olacaktır.

[9] Bilişim alanında suçlar şunlardır: Bilişim sistemine girme suçu (TCK md. 243), Sistemi Engelleme, Bozma, Erişilmez Kılma, Verileri Yok Etme veya Değiştirme Suçu (TCK md. 244), Banka veya kredi kartının kötüye kullanılması suçu (TCK md. 245), Yasak cihaz veya program kullanma suçu (TCK md. 245/a).

[10] Bu suçlar şunlardır: Haberleşmenin Gizliliğini İhlal (TCK md. 132), Kişiler Arasındaki Konuşmaların Dinlenmesi ve Kayda Alınması (TCK md. 133), Özel Hayatın Gizliliğini İhlal (TCK md. 134), Kişisel Verilerin Kaydedilmesi (TCK md. 135), Verileri Hukuk Aykırı Olarak Verme veya Ele Geçirme (TCK md. 136), Verileri Yok Etmeme (TCK md. 138).

[11] Örneğin, Haberleşmenin Engellenmesi (TCK md. 124), Hakaret (TCK md. 125), Müstehcenlik (TCK md. 226).